Konuştuğumdan farklı yazıyorum, düşündüğümden farklı konuşuyorum ve düşünmem gerekenden daha farklı düşünüyorum. Böylece, tüm bunlar sonsuz ve derin bir karanlığa doğru devam edip gidiyor. -Franz Kafka
Bu aforizmayı, ikinci bölümünden başlayarak ele almam daha doğru olur. Nedir o bölüm? -Düşündüğümden farklı konuşuyorum. Buradaki vurguyu, aslında baskı altında olan bir insanın yaşadığı zorluğa işaret ettiği şeklinde yorumluyorum. Eğer tek bir insan bile -ki şu anda kimi gerçek gazetecilerin düştüğü durum budur- düşündüğünden farklı konuşmak zorunda "bırakılırsa", burada gerçek özgürlükten bahsedilemez. Düşündüğünden farklı konuşan bir insan -başkaları tarafından dayatılan düşüncelerden, diğer bir deyişle, düşünmeleri gerekenden- farklı düşündüğü için konuşamadığı konuları yazarak dışa vurmak zorunda kalır. Ve son olarak eğer bir insan inandığı gerçekleri ve/veya doğruları dilediği gibi -saygı çerçevesi her zaman bakidir- dışa vuramazsa önce kendisi, sonra da -inandığı doğrularla birlikte- yanlışa "maruz bırakılmış" çevresi karanlığa doğru çekilmeye devam eder.
Yorumlar
Yorum Gönder