Dünya acıyla dolu belki ama bir o kadar da acıyı alt edişle dolu. -Helen Keller

Benim çok sevdiğim bir insanın sözünü yorumlamanın verdiği tatlı heyecanı belirtmeden başlamak istemiyorum sözlerime :) Evet, kendisi benim çok sevdiğim bir insan. Neden mi? Birazdan hayatıyla ilgili paylaşacağım özet size nedenini açıklamaya yeter sanıyorum. Neyse, daha fazla uzatmadan yoruma başlamak istiyorum :)

Dünya dediğimiz zaman sadece yaşadığımız bu zamanı düşünmek, eksik bir bakış açısına sahip olmamıza neden olur. Tarih boyunca -sadece insanlık tarihi değil- canlılar gerek iyi gerekse kötü diyebileceğimiz birçok durumla karşılaşmışlardır. Bu durumların "iyilik" ve "kötülüklerinin" sebebinde şüphesiz ki bütün pay Dünya'nın kendisine ait değildir. İnsanlar kendi yarattıkları kavramlarla -kölelik, faşizm, savaş vb.- yine kendi türlerine -diğer canlı türlerinin aksine- zarar verdiler; ve sonrasında da üzüntü, keder anlamlarına gelen "acı" kavramının doğmasına ve/ya "yaygınlaşmasına" yardımcı oldular.

Evet, tarih boyunca Dünya'da sayısız acılar yaşandı; ama bunlar yeni umutların oluşmasını engelleyemedi. Acılar kadar onları alt edişler de tarih sahnesinde çok çeşitli zamanlarda -yazılı yada yazısız- kendini gösterdi. Helen Keller'ın hikayesi de bu "acıyı alt edişler"e çok güzel bir örnek.

Helen Keller; bebeklik çağından itibaren kör, sağır, ve dilsiz yetişmiştir. Buna rağmen -inanması çok güç ama- beş lisan bilen, yüzen, ve satranç oynayan Helen Keller; yazdığı makalelerle ve kitaplarla da diğer engellilere ilham kaynağı olmuştur.

Bu kadar sıkıntılı bir hayattan sonra gelen bir dizi akıl almaz başarı... Aslında hayatta acı kadar acıyı alt edişin de bulunduğunu en iyi Helen Keller ortaya koyuyor. Bitirmeden ufak bir not: Helen Keller'ın yazdığı, "Her Şey Su İle Başladı" isimli kitabı mutlaka ama mutlaka okuyun :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben bir kafesim; kuşunu arayan. -Franz Kafka

Anlatamam. İçimde neler olup bittiğini hiç kimseye anlatamam. Kendime bile anlatamıyorum. -Franz Kafka

Konuştuğumdan farklı yazıyorum, düşündüğümden farklı konuşuyorum ve düşünmem gerekenden daha farklı düşünüyorum. Böylece, tüm bunlar sonsuz ve derin bir karanlığa doğru devam edip gidiyor. -Franz Kafka